18 Ağustos 2015 Salı

Paytak Adım


Hayaller ve gerçekler arasındaki uçurumlardan söz edilir sürekli. Hayallerimizi sınırlandırmamız gerektiğini , mantıklı olan yolda ilerlemezsek başarıya ulaşamayacağımızı... Olmayalım başarılı ne fark eder mutlu olduktan sonra?
Sizinle öncelikle kendi hayalimi paylaşmak istiyorum. Tek bir hayalim olduğu yanılgısına düşmeyin sakın yalnızca size aktarmak istediğim ve çoğu kişiye göre imkansız hayalimi paylaşmak istiyorum.
Sihir , bir kelime beş harf . Söylenişi basit, iki harfi aynı bir de. Ama ya düşünmesi? Yobaz zihinler için inanması? Günümüzde bu pek mümkün görünmüyor.
Ama size müjdeli bir haberim var. Eğer bu satırları okuyorsanız, bedenin ağırlığından ruhun hafifliğe geçmeye yol almış. Kafanızın içerinde yer alan tabuları yıkmaya başlamışsınız.
Hayalimden bahsediyordum değil mi? Küçüklüğüm Harry Potter filmleri izleyerek ve elimde tuttuğum ağaç dalını sallayıp karşımdakini büyülemeye çalışarak geçti.
Çoğuna göre gülünç gelebilir bu durum. Bence hiçbir zaman öyle olmadı. Nedendir bilmem . Sihre ve ruha her zaman sonsuz bir inanç besledim.
Cadı olmak istedim. Ama bu modern kapitalizm ve içi boş beyinlerin uyarladığı uzun tırnaklı, yamuk burunlu , çocuk yiyenlerinden değil. Gerçek bir cadı...
Evrenle bir bütün olan , enerjisini ve kendisini tanıyan eh biraz da sihir yapan.
Sürekli merak ettiğim bu konularda yeterli bilgilere ulaşma fırsatım pek olmadı. Günümüzde bununla ilgili kitaplar yayınlanıyor evet ama yeterli olduğunu ve derleme bilgilerin yer aldığını pek düşünmüyorum.
Benim amacım da zaten bu öğrendiğim ne varsa sizlere aktarmak. Bunları sınırlandırmayı düşünmüyorum. Fallar, meditasyon teknikleri, taşlar , otlar ,şifalı bitkiler, büyüler, belki yemek tarifleri. 
Sizden bir şey de rica etmek istiyorum. Aklınıza herhangi bir şey gelirse. Bir bilgi . Paylaşın benimle . İster anonim ister adınızla dursun burada.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.
Yıldızların gözü üzerinizde olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder