23 Ağustos 2015 Pazar

Dilekler ve İhtiyaçlar İçin Mum Renkleri


Beyaz, yeni başlangıçların, net görme gücü ve fikirlerin rengidir.

Kırmızı, tutkunun, verimliliğin ve ani değişimin rengidir.

Portakal rengi, mutluluğun, ahengin ve sağlığın rengidir.

Sarı, iletişim, mantık ve öğrenme içindir.

Yeşil, aşk, macera ve arkadaşlık içindir.

Mavi, yolculuk, adalet ve kariyer içindir.

Mor veya çivit mavisi, şifa ve psişik gelişme içindir.

Pembe, çekişmeleri yatıştırmak, sabır ve özellikle de bebeklerle ve çocuklarla ilgili aile meseleleri içindir.
Kahverengi, ev, maddi meseleler ve yetişkinlerin ilişkileri içindir.
Gümüş rengi, gizli arzular ve sezgiler içindir.

Altın rengi, uzun vadeli isteklerin ve cesaretin rengidir.

Siyah, suçluluğu ve pişmanlıkları uzaklaştırmak ve insanların ve durumların oldukları gibi kabulü içindir.

*Mumla aynı renkte bir kağıt kullanın veya beyaz bir kağıda uygun renkli bir kalemle yazın. Bunu, 22 cm. uzunluğunda bir mumun içine yerleştirin. 

*Maddi bir dilekte bulunmaktan çekinmeyin. Hepimizin dünyevi ihtiyaçları vardır ve bunları karşılamak, ruhsal varlıklara dönüşmek kadar varlığımızın yaşamsal bir parçasıdır. İsteklerinizde net olun. Büyünün veya falın herhangi bir şekli, belli bir zaman ölçüsü ve dar bir odakla daha etkili sonuç verir. Ayrıca, gerçekçi olun. 

Bir mum yakıp alevine bakın ve çok arzuladığınız veya ihtiyacınız olan şeyin yaklaşışını görün. Dileğinizin gerçekleşmesinin vereceği zevk, heyecan ve ferahlamayı sezinleyin ve alternatif kaynakları veya dileğinizi gerçekleştirmek için atacağınız adımları hayal edin.

İnce mumu yanan mumun alevine başaşağı tutun. Mumun altına bir tabak koyun, böylece dökülen mumları mum artığı falında kullanabilirsiniz.Kağıdınız yanar halde kalmayabilir.
İnce mum sönerse tekrar yakın. (Ben bazen üç kere veya daha fazla yakmak zorunda kalıyorum.)
İnce mum çabucak yanarsa başarı hemen gerçekleşecek. Eğer yavaş yanarsa, sönerse, için için yanıp yeniden canlanırsa yine başarılı olacaksınız;sadece daha uzun süre alacak. İnce mum yanarken, mumun alevine bakın ve kendinizi daha mutlu ve daha başarılı, ama şimdi olduğunuz gibi görün.

Semboller



Pentegram, beş elementi sembolize eden en eski sembollerden biridir. Ateş hava su ve toprağın enerjisini odaklayıp ruhun enerjisiyle bütünleştirmeyi içeren ve en çok kullanılan sembollerden biridir. Pentegramın en uç kısmı ruhu sembolize eder ve ruhun ilahiyat ile olan bağını anlatır. Geri kalanları doğanın devinimini sağlayan dört temel enerjidir. İki tür kullanımı vardır. Birincisi çağırım pentegramıdır ve athame ya da asa ile aşağıdan yukarıya doğru çizilir, ikincisi defetme pentegramıdır ve yukarıdan aşağıya doğru çizilir.  
Pentegramın çevresinde daire olduğunda ise buna pentacl denir ve aynı anlamı taşamakla beraber genellikle pentacl, çemberi temsil eden daireden dolayı daha çok kullanılır.

Üçlü Ay 
Ayın üç evresini ve tanrıçanın üç sembolünü anlatır. Daha öncede bahsettiğimiz gibi, tanrıça bakire, anne ve yaşlı olmak üzere üç evreden geçmektedir.  Bakire kız, anne olur, sonra yaşlanıp bilge kocakarıya dönüşmektedir. Daha sonra yılın sonlarında bilge kocakarı (yaşlı tanrıça) yine bakire kıza dönüşmekte ve böylelikle sürekliliği olan bir dönüşüm döngüsünden bahsedilmektedir. Aynı şekilde ayda önce büyümekte, sonra dolunay olmakta, dolunaydan sonra ay küçülmekte ve karanlık aya dönüşmektedir. Bu açıdan üçlü tanrıçanın dönüşümüyle aynıdır. Bu yüzden her bir ay evresi bu tanrıçaları sembolize etmektedir. Üçlü ayda bu yüzden tanrıçalar ve ayın enerjisini özümsemek için kullanılır. Cadılar ve wiccanlar için ay evreleri, enerji dönüşümleri açısından çok önemlidir. Öte taraftan ay, dişil enerji ve tanrıça ile sembolize edilmektedir. Bu yüzden cadı kültünde ay ile tanrıçaların çok defa özdeşleştirildiğini görmekteyiz. 

Hekate’nin Çarkı 
Modern cadılar ve wiccanlar tarafından en çok benimsenen tanrıça Hecate’dir. Eski kültlerde hecate’nin üç tane yüzü olduğu görülmektedir. Modern inanışta ise bir tek yaşlı tanrıça olarak adı anılmaktadır.  Hecate, eskiden kavşakların tanrıçasıydı ve elinde meşallerle sembolize edilirdi. Şimdi karanlık tanrıça diye adı geçse de aslında eski mitlere göre hecate, insanlara elinde ki meşalesiyle karanlıkta yol gösteren bir tanrıçadır. Karanlığın içinde ki (karanlıktan kasıt bilinmezliktir) ışığı göstererek bilgeliğe giden zorlu yolda ki engellere karşı uyarır. Her ne kadar bir kısım karanlık ile negatifliği anlasa da aslında cadılığın kökeninde Hecate negatiften çok, kavşaklarda yani eşiklerde duran yol gösterici bir tanrıçadır. Kavşak ve eşikler her daim hemen hemen bütün kültürlerde ruhsal geçişlerin sembolü olmuştur, bu yüzden en önemli tanrı ve tanrıçalar kavşaklar ile sembolize edilmiştir. 
Hekate’nin çarkıda bu karanlık düzen içinde ki yolu ve yolun bulunuşunu sembolize eder. Çünkü bu karanlık labirentte kaybolmadan yol gösteren cadılara göre Hecate’dir. Bu yüzden Hecate’nin çarkı (labirenti de) çok önemli semboller arasındadır. 

Triskele (üçlü spiral) 
Spiraller her daim enerjinin odaklanması ve dönüşümün sembolüdür. Üçlü spiral, tanrı ve tanrıçaların üçlü dönüşümünün en çok kullanılan sembolüdür. Her daim bu üçlü dönüşümün yaşamda var olduğunu anlatan ve bu amaçla wiccanlar tarafından benimsenmiş eski kelt sembollerinden biridir.


Triad (Triquetra)
Yine tanrı ve tanrıçanın (özellikle tanrıçanın, çünkü bu üç evre kadınlara has evrelerdir. Kadınlar ise birebir büyü, mistizm ve manevi alemin sembolüdür) üç evresini anlatmaktadır. Bu sembolün temel farkı iç içe geçmiş olması ve üç evrenin birbirine bağlı olmasının sembolismasıdır. Bazı triadların ortasında çember olabilir. 

Ejderha Gözü 
En eski kelt sembollerinden biridir. Eski druid inanışında dünyanın enerjisel bir düzeni vardı ve bazı hatlar üzerinden bu enerji akardı (parapsikolojide bunlara ley hatları denmektedir.) Bu enerji akışları bazı noktalarda birleşir ve yoğun manyetik alan oluştururdu. Bazı özel noktalarda ise bu enerji noktalarından enerjiler dışarı, dünyanın yüzeyine yayılırdı. İşte bu özel yerler, kutsal sayılırdı ve eski bilgeler tarafından tapınaklar buralara inşa edilirdi. 
Druidler bu enerjilere ejderha sırtı demişlerdir ve bu enerjinin çıkış noktaları ejderha gözü olarak geçmektedir. Bu yüzden dolayı bu eski sembol, enerjinin geçişi, dünyaya akışı ve dünyanın özü ile bağlantı kurmak anlamına gelmektedir. Bazı cadılar ve wiccanlar tarafından kullanılan ejderha gözü sembolü, bu geçiş dışında korunma içinde kullanılmaktadır.  
Bu semboller dışında wiccanlar ve cadılar kendi kişisel istek ve yollarına göre çok farklı semboller kullanmaktadırlar. Ankh, ra’nın gözü, rune ve hiyeroglifler de sembolizmalar içerisinde yer almaktadır. 

Bu sembol simya'da bulunmakla birlikte 4 elementi içerisinde bulundurur.


Ankh: Bir mısır sembolü. Ayrıca cadı tanrıça İsis ile de bağlantısı olan bir sembol. Ruh dünyasını temsil eden başlatmanın ve bilgeliğin sembolüdür aynı zamanda kadınlar tarafından kısırlığa karşı bir tılsım olarak kullanılırdı. Bütün mısır tanrıları bir ankh taşır halde resmedilmiştir. Ankh, batı toplumlarında bir ölümsüzzlük sembolü olarak hala kullanılmaktadır. Bunu yaşam ve bilgelik sembolü olarak kullanır.


Dreamcatcher: aslında bu bir sembol değil bir alettir. Her yerde satılıyor. Kızılderili inancıdır. İnanca göre kötü kabusları evden içeriye sokmaz. Bunun için pencerenin kenarına asarsınız. Tavsiye kendinizin yapmasıdır ve kristallerle, tüylerle süslemenizdir.
elven star: septagram yada yedi köşeli yıldız. 7 güçlü ve büyülü bir rakamdır. Ve septagramda bu rakamın enerjisini taşır. 7 harika vardır, 7 nota vardır, 7 katman vardır, cehennemin ve cennetin 7 seviyesi vardır, 7 çakra vardır, bir haftada 7 gün vardır. Kısaca bu sembol hepsinin bir uyumunu içerir. Cennetten, dünyaya enerjilerden maddiyata kadar 7 ve 7 nin geometrik tezahürü septagram bunların birleşimini harmonisini içerir. Bu açıdan bu sembol güçlüdür. 



Lucifer'in sigili; (Tılsımı) Modern satanistler tarafından kullanılır.
Anglo_saxon amblemidir. ayı, güneşi ve 8 sabbatı sembolize eder. 

Birbirine girmiş iki 5 köşeli yıldız doğanın eşitliğini simgeliyor.Birlikte 10 tane güneş ışığı yayan bu Pentagram yenilmez Enerjiyi ve Işığın gücünü temsil ediyor


22 Ağustos 2015 Cumartesi

Kadim Cadılık Öğretisi (Wicca) - Erhan Altunay


"İnsanoğlunun bugüne kadar getirdiği toplumsal yaşamın yanında mutlaka bir ezoterik taraf da olmuş ve farklı bir dünya tarihi çizmiştir.

Bu ezoterik tarihe göre çok daha farklı bir dünya ve yaşam bizi beklemektedir ve bu yeni yaşam kuşkusuz alışık olduğumuzdan çok daha farklı, ancak dünyamız açısından çok daha olumlu ve yepyeni bir form olacaktır.

Hâlihazırda bizleri yöneten dünyasal güçlerin yerine, göksel güçlerle yaşamına yön vermek isteyen birçok kişi, günümüzde hakim olan inanç, ideoloji ve yaşam biçimlerinin ötesindeki çıkış yolunun eski "kadim bilgelikte" olduğunun farkına varmaya başlamıştır.

Kadim Cadılık Öğretisi'nin temeli de işte o "kadim ezoterik bilgeliğe" dayanmaktadır.

Bugün cadı dediğimizde genelde birine büyü yapan kişi aklımıza geliyor. Oysa bunlar bizim filmlerde gördüğümüz gibi ellerinde uçan süpürge olan, siyah cübbeli, kazan kaynatan kocakarılar değildir.

Wicca'da büyü, bir başkasının iradesine yapılan bir eylem değil, ancak kişinin kendini geliştirmesinin bir yoludur. Bir çeşit ayindir. Bu ayinin ya da daha genel bir ifade ile ritüelin amacı sadece yapan kişinin hayrına ve sadece kendi gelişimi içindir. O kendi iç dünyasın- da sadece Dünya ve Evren ile birliği amaçlayan ve kendi tekâmülünü gözeten kişidir.

Ülkemizde bu konuda bir yayın olmadığı için bu kitabın önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyoruz. Hadi gelin Wiccanlar'ın o gizemli dünyasına birlikte adım atalım..." diyor Erhan Altunay . Benim size diyebileceğim tek şey ise tek kelime ile harika!


Size burada kitap tanıtımı yapmam garip gelebilir ama kitabın adına baksanıza! Türkiye'de böyle bir kitap bulmak oldukça zor, hatta imkansız. Fakat Erhan Altunay düzgün bir üslup ile wiccan'lığı oldukça iyi aktarmış. İçerisinde sık sorulan sorulardan , festivallere detaylı anlatım bulabilirsiniz. Sitemde yer verdiğim bir çok bilgiyi bu kitaptan alıntılar yaptığımı belirtmek isterim. 
Neden gidip almıyorsunuz? 
İlginizi çekeceğine eminim...
 Ruhunuzun ışığı daim olsun...

21 Ağustos 2015 Cuma

Altar

Çalışma yapılacak alanın en önemli eşyalarından biri de altardır. Bu eşyaları bulunduran yer...
Altar'ın Türkçe'ye çevirilimi sunak olsa da ben bu şekilde kullanmamayı tercih ediyorum pek çoğunuz gibi. Şimdi size bir altarda bulunması gerekenleri anlatacağım ve temin ettiğinizde bir ritüel düzenlemeye neredeyse hazır olacaksınız!!!

ASA; Büyücüler tarafından eski zamanlardan beri kullanılan bir araçtır. Asa yürümekte yardımcı olduğu gibi sembolik olarak da büyücünün gücünü temsil eder. Çalışma sırasında bir asa, çember çizmek , çember bozmak ve enerji toplamak amaçlı kullanabilir. Asa dışarıda yapılan çalışmalarda bir Axis Mundi görevi üstlenebilir.  Hava elementi ile ilişkilendirilebilir. 
Tavsiye edilen herkesin asasını kendisi yapmasıdır.

Kılıç; Çalışmalarda sadece sembolik olarak kullanılan kılıç güç ve erkekliği işaret eder. Tarot kartlarında hava elementi ile ilişkilendirilirken altarda ruhun temsilcilerinden biridir.

Athame; Aynı kılıç gibi sembolik bir ürün olan athame küçük kılıç görevi görür ve "Kara saplı hançer " olarak da adlandırılır.  Enerjiyi kanalize eder.


Kupa; Dişiliği ve su elementini temsil eder, bazı özel ritüellerde içerisine kırmızı şarap konulabilir. Bolluk ve bereket ile de alakalıdır.

Tılsım;  Sembol anlamı yüklenen her türlü nesne olabilir. 5 köşeli yıldızın üzerine çizilen koruyucu daire ile pentacle denir. Bu sembol aynı zamanda koruma amaçlı da kullanılabilir. Toprak elementini temsil eden bu nesneler kişi tarafından uğurlu bulunduğunca altarda ve üzerinde bulunabilir.



Kazan; sembolik olarak Tanrıçayı daha doğrusu yaratma gücünü temsil eder. Kazan genelde otların karıştırıldığı ve içine su konarak durugörünün sağlandığını alettir. 

İp; genellikle düğüm atma eski çalışmalardan biridir. Dua okurken de kullanılan bu araç söz verirken de kullanılabilir. Bazı çalışmalardan doğum , ölüm ve yeniden doğumu temsil eden iplerin olduğu doğrudur.

Süpürge; Eski çalışmalarla günümüz arasında köprü görevi görürken , kötü enerjiyi kovmak amacı ile de kullanılır. Tamamen doğal malzemelerden yapılmalıdır. Herhangi bir wiccan'ın süpürge ile uçtuğu kayda geçmemiştir.

Zil; Çalışmanın başında ve sonunda çalınır. Ruhlar ve görünmeyen varlıkları çağırdığı söylenir.

Aynanın en önemli özelliği kapı açtığına inanılmasıdır. Kimine göre bu ölüler diyarı , kimine göre ise gözdeki perdeyi kaldıran ve gerçekten görmemizi sağlayan nesne. İçerisinden ruhların , cinlerin , perilerin... geçtiğine inanılır. Ters çevrildiğinde ise bu kapının kapalı olduğu eski Türk kültürlerinden gelmektedir.

Kristal Küre; zorunluluk dahilinde olmamak üzere duru görü amacı ile kullanılır.

Bunların dışında bir Tanrı ve bir Tanrıça figürünüz ayrıca bunları temsilen bir gri (Tanrıça ) ve bir altın rengi ( Tanrı) mumunuz olmalıdır. 

Çalışmanın Yapılması

Çalışmaya başlamadan önce yapmamamız gereken en önemli şey kendimize inanmaktır , çünkü her insanda Evren'i değiştirecek güç bulunmaktadır. Her insan nasıl evrenin parçası ise Evren ile iletişime geçecek gücü de kendi içindedir.
Şimdi başlangıç noktasındaki bir cadı için çalışma sistematiğini veriyorum. Dikkat edin öncelikle deneyin ardından size uygun olduğu şekli ile Gölgeler Kitabınıza yazın. Bu kitap alıntılarla dolu olursa ve sizi yansıtmazsa doğru sonuçlar vermesi tam olarak beklenemez.
1- Çalışma öncesi kişisel hazırlık ( niyet, fiziksel hazırlık , ruhsal hazırlık)

2- Çalışma yapılacak alanın hazırlanması ( Altar'ın hazırlanması, çalışma aletleri, mum tütsü seçimi, korunma)

3- Çalışma sırasında yapılacaklar (Çemberin oluşturulması, meditasyon ve odaklanma , invocatio , tarot , amacın gerçekleştirilmesi , bitirilmesi)

4- Çalışma sonu ( Şükran , kişisel alanın temizlenmesi)

Bunların sistematiğini anlattığımıza göre ayrıntılarına geçebiliriz.

-Niyet-
Öncelikle kendinize inanmalı ve buna gerçekten hazır olmalısınız. Eğer hazır hissetmiyorsanız çalışmaya hiç başlamamanız çok daha iyidir.
Bunu sinirleriniz gevşesin diye yapmayın onun için meditasyona başvurun. Veya aceliniz olduğu zamanlarda , hasta olduğunuz zamanlarda bunu yapmamanızı tavsiye ederim.
Bir ritüel sadece majiler gerçekleşsin amacı ile yapılmaz. Özel günler , dolunay döngüleri veya sadece şükran için bile yapılabilir.
Ne yapıyorsak doğa ve insanlık için iyi olmalıdır. Yasamızı hatırlayın "Ne yaparsan sana üç katı ile döner." karmaya inanın ve asla ritüellerinizde bir canlıya zarar vermeyin. Bu asla bir cadı veyahut wiccan ritüeli sayılmaz.

-Çalışma öncesi fiziksel hazırlık-
Öncelikle olaydan önce kısa bir duş oldukça yararlı olabilir. Aç olmamalısınız ki aklınız olay sırasında yemeğe kaymasın ve konsantrasyonunuz bozulmasın. Aynı bu nedenden dolayı fazla sıvı tüketmemek de gerekir.
Çalışma sırasında fazla abartılı kıyafetler tercih etmeyin. Aksine oldukça rahat kıyafetler giyin ve rahat hareket edin.
Kesinlikle uyuşturucu kullanmayın. İnsana zarar veren bir şey bizim için kesinlikle yasak. Sadece biraz şarap tüketebilirsiniz.

-Çalışma Öncesi Ruhsal Hazırlık-
Daha önce de belirttiğim gibi kendine inanç ve pozitif enerji yaymaktan geçiyor.
Burada Hermann Hesse'nin ünlü eseri Damien'de geçen bir öyküyü hatırlayabiliriz.

"Delikanlı deniz kıyısında dikilyor, ellerini uzatıyor, yıldızları yakalayıp kavrıyor, onu düşünde görüyor, kafasında hep onu yaşatıyordu. Ama bir yıldızın bir insan tarafından da kucaklanamayacağını biliyor ya da bildiğini sanıyordu. İstediğinin gerçekleşme umudunun olmamasına karşın bir yıldızı sevmesine yazgısı gözüyle bakıyordu. ; el çekmeden , sadaketle dolup taşan suskun acılardan bir yaşam biçimi kurmuştu kendine ; böyle bir yaşamın kendini doğru yola çıkaracağına , tüm kötülüklerden temizleyeceğine inanmıştı. Ne var ki, bütün düşlerinde yıldız yer alıyordu.  Birinde yine bir gece vakti yüksek bir kayalığın üzerine dikilmiş, yıldızına bakıyor, ona karşı duyduğu sevgi ile yanıp tutuşuyordu.  Sonunda ruhunun alabildiğine büyük bir özlemle yanıp tutuştuğu an, yıldıza ulaşmak için sıçradığı gibi kendini boşluğa bıraktı.  Daha sıçrarken kafasından şimşek gibi bir düşünce geçmişti. Ama nasıl olur!  Derken deniz kıyısında serilip kaldı yere, paramparça olmuştu. Sevmesini bilememişti delikanlı. Kayadan sıçrayıp atladığı anda, içindeki isteğin gerçekleşebileceğine her türlü kuşkudan uzak bir kesinlikle inanabilseydi, yukarılara doğru uçup gider ve sevdiği yıldıza ulaşırdı. " 
Tabii bu abartılı bir anlatım ama önemli olanın inanç olduğunu gayet güzel bir şekilde vurguluyor.

2.Maddeyi ayrı olarak anlatacağım.

-Çemberin oluşturulması-

Çember, bir noktaya eşit uzaklıkta olan noktaların bütünüdür. Bunu zaten biliyorsunuz. Bilmediğiniz şey ise bizim oluşturduğumuz bu çemberin ortasından Axis Mundi ,yani dünya ekseninin geçtiği kutsal alanın ifadesidir. Sonsuzdur ve devamlı döngüselliği ifade eder. Çalışma çember dışına çıkılmadan yapılmalıdır.
Çemberin içerisine başı altara gelecek  şekilde bir pentagram çizin ve bunu belirginleştirmek için mum kullanabilirsiniz.

-İnvocatio-

Bu ritüelimize Tanrı veya Tanrıça'yı çağırmaktır. Bu her zaman gerekli olmamakla birlikte yapılması uygundur.

-Tarot-
Çalışmaya başlamadan önce tarot bakmakta bilinen bir yöntemdir. Her kartın anlamı bilinmese de bakan tarafından yorumlanabilir.

-Çalışmanın Bitirilmesi-
Çalışmanın bittiği zil ile ilan edilir. Ardından tüm malzemeler hızlı bir şekilde toplanır ve olay sık hatırlanmamaya ve düşünülmemeye çalışılır. Bu olayın büyüsünü bozabilir.

20 Ağustos 2015 Perşembe

Astral Seyehat

Ölümün bize anlatımını düşünelim. Ne olur? Ruh bedenden ayrılır değil mi? Zaten bir değeri olmayan fiziki beden çürürken , ruh alemden aleme dolaşır ve yolunu bulur. Peki bunu ölmeden yapabileceğinizi söyleseydim? 
Ölmeden önce yapılması gereken 10 şey listesine bunu eklemeye ne dersiniz?
Bu yazdığım konu pek cadılık veya wiccanlıkla alakalı olmayabilir fakat sizin konsantrasyonunuzu ölçeceğine eminim .

Daha önce ki yazılarımda 4 elementi nasıl hissedeceğinizi anlatmıştım. Bakalım ruhunuzla bağlantınız nasılmış??


Öncelikle bunu gece yapmanız gerekir. Yani en azından başlangıç olarak. Şu anda size kendim nasıl yapıyorsam anlatacağım.

Nefes alış verişi yapmayı unutmayın. Yavaş yavaş nabzınız yavaşlasın.Yatağa düz uzanın elleriniz iki yanda olsun ve avuç içleriniz de aşağı doğru. Gözlerinizi yavaşça kapatın. Öncelikle hayal edin ruhunuz bedenden ayrılmış ve yukarıdan sizi izliyor.Zihninizi boşaltın.Bunu yaparken çocukluk anılarınız, hatta bebeklikten bir kare bile gözünüzde canlanabilir def edin onları.
 Ardından bedeninizin her noktasını ayrı ayrı hissedin. Ayak uçlarınızı görün. -Gözleriniz kapalı dememe gerek yok herhalde- yavaşça beyaz bir ışık kaplıyor ve ışık yavaş yavaş yukarı doğru çıkıyor. Teninizi kaplıyor etten değil o beyaz ışıktan var oluyorsunuz. Felç geçirmiş gibi hissedeceksiniz tüm bedeniniz uyuşacak, hareket edemeyeceksiniz.Sakın korkup vazgeçmeyin, bir daha yapmanız çok zor olur.
Bedeninizin içindeki sarsıntıları hissedeceksiniz. Ruhunuz çıkmak için çabalayacak. Ardından hayal edin. Tüm oda su kaplanıyor ve su seviyesi yavaş yavaş artıyor. Sizin bulunduğunuz noktaya geldiğinde ise göbek kordonunuzdan yukarı doğru ışıktan bir ip çıkıyor. Bu ipe yavaş yavaş tırmanın ruhunuz işte tam bu anda bedenden ayrılacak. İlk seferde odanızdan çıkmamanızı tavsiye ediyorum.
Kimse sizi rahatsız etmesin.Bedeninize aniden düşerseniz neler olabilir bilmiyorum. Daha önce arkadaşım uzun süreli baş ağrısı çekti.
Bu olay olurken cin , peri ve ruhlarla karşılaşabilirsiniz.Sakın korkmayın. İçinizden tekrarlayın "Ben onlardan güçlüyüm" korkarsanız bedeniniz ele bile geçirilebilir. 
Bu olay ile paralel evrenlere bile gidebilirsiniz fakat bunu yapmak için çok çabalamanız gerekecektir.Zaten bunu anlamışsınızdır.
Bunu yaptıktan sonra bedeninizde müthiş bir rahatlama hissedeceksiniz.Birçok hastalığınız bile geçebilir. 

RUHUNUZU HİSSEDİN!!

Enerjiyi Hisset!

Öncelikle söylemek istediğim bir şey var. Bu blog wicca üzerine kurulu fakat ben burada her şeyi net bir şekilde açıklamadan majiler ve ritüeller hakkında konuşmak istemiyorum.
Şimdi ise gelelim bugün anlatacağım şeye. Daha önce hiç içinizde var olan enerjiyi hissettiniz mi? Parmak uçlarınıza dolanıp , ruhunuzdan akan belki gözlerinizden okunan?

Küçükken sadece koştuğumda inip kalkan göğsüm üzerine nefes aldığımı düşünmüştüm. Nefesimi sesli alıp vermek sanki sadece o anlarda bunu yapıyormuşum hissiyatı vermişti. Ardından nefesimi tutmayı denedim ve bunu kontrol etmeyi bunu yavaşlatıp hızlandırarak nabzımı kontrol ediyor ve daha fazla hissedebiliyordum ama bunu yapmayı kesemiyordum. Çünkü varlığımın başından beri nefes alıyordum. Tıpkı enerjimi kullandığım gibi.
Sürekli kullandığınız enerjiyi gördüğünüzü ve kontrol edebildiğinizi düşünün neler yapabilirdiniz?
Nefesinizi kontrol ederek bir balon şişirebilir veya bir mumu söndürebilirsiniz. Sadece bir mum mu dedim ? Onlarcasını ! 
Hadi şimdi enerjimizi eğitelim !


Öncelikle yalnız kalacağınız , sessiz bir ortamda bulunmalısınız. Kimse sizi rahatsız etmeyeceği bir yerde. Karanlıkta bunu yapmanız daha kolay olacaktır bu nedenle geceyi beklemenizi tavsiye ederim. Öyle ki hiçbir şekilde ışık almamalı , ay ışığı bile. 
Bağdaş kurarak oturun ve gözlerinizi kapatın. Kendinizi imajine edin , ışığınızı ... Ruhunuzun içinde onlarca renk dans ederken siz kendi renginizi bulun ve onu çağırın. Parmak uçlarınızdan , bacaklarınızdan , beyninizden, gözlerinizden ! Işığınız size hizmet etsin. Hepsini toparlayın şimdi ..Tam kalbinizde onu hissedin. Zaten ışık her geçtiği yerden size o hissi verecektir. Bedeninizden hafif bir ürperme geçecek kalbinize doğru kanınız çekilir gibi bir hisse şahit olacaksınız.
Ardından kalbinizde topladığınız bu enerjiyi gönderin. Nereye mi? Tabii ki ellerinize . Elleriniz karşılıklı gelecek bir şekilde dursun. 



Henüz gözleriniz kapalı iken ellerinizi arasındaki enerjiyi hayal edin. İşinizi kolaylaştırayım. İki elinizin arasında bir yay var. Uzaklaştırıkça yayılıyor ve uzuyor. Yakınlaştırdıkça ise sıkışıyor ve yoğunlaşıyor . Elleriniz arasında az bir mesafe kaldığında onu hissettiniz mi? Sanki mıknatısın aynı uçlarını yaklaştırmaya çalışıyormuşsunuz gibi enerjisi hareket ediyor değil mi? 
Bakın bu hissi size şöyle anlatayım. Sıvı sabunu bolca elinize döktüğünüzde ve köpürttüğünüzde arasında oluşan köpük tam sıkışmaz ya hah işte öyle! Şimdi açın gözlerinizi ve bedeninizin kirinden arınmış beyaz ışığın aradaki hareketlerini gözlemleyin. Bunu başardığınızda bir sonraki denemelerde - bir önceki yazıda anlattığım ve umarım sizin uyguladığınız gibi ateş sizi kabul ettiyse -  önünüzde duran mum ışığını enerjiniz ile hareket ettirebilirsiniz. Bunu suda bile yapabilirsiniz! 


Bunu ellerinizde başardıktan sonra bedeninizin herhangi bir noktasına aktarabilirsiniz veya olduğu gibi tüm bedeninizin ışığının dışa vurumunu hissedebilirsiniz.  Bunu yapmayı başardığınızda ağrıyan bir noktanızı sadece enerji ile tedavi edebilir, evinizi kötü enerjilerden arındırabilir , zihinle uygulayacağınız sihirle karşınızdakini kontrol dahi edebilirsiniz!

Haleniz başınızdan ayrılmasın!